Müzik Ve İnsan Beyni: Sağlık, Müzik İle Daha Sağlıklıdır!
19 Ekim 2009 Pazartesi, 00:05
19 Ekim 2009 Pazartesi, 00:05
Beyin sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreden (Lob) oluşur. Bu loblardan biri daha çok "duygusal " konularla ilgilenirken diğeri ise daha çok "sayısal" konularla ilgilenir. Bu iki lobu birbirine bağlayan bölüm "corpus callosum" olarak isimlendirilmiştir. Müzik hem "duygusa"l hem de "sayısal" unsurlar içeren bir olaydır. Müzikle uğraşan insanlar beynin "her iki yarım küresini" de kullanmak durumundadırlar. Bu yüzden, bu insanlarda, iki lob arasındaki geliş-gidiş’ler normale göre biraz daha fazla olduğundan, bu trafik yoğunluğu “corpus callosum”un normale göre biraz daha fazla genişlemesine neden olur. Bu iyi bir şeydir! İki lob arasındaki "iletişim" artar, beyin daha "rahat" ve "hızlı" çalışır. Bu durum sinirbilimci Gottfried Schlaug ve bazı meslektaşları tarafından – aslında çok yakın bir geçmişte – 1995 yılında ortaya konulmuştur. (Yine de, bazı muhalifler bu durumun müzikle uğraşmaktan değil de doğuştan olduğunu ileri sürmüşlerdir.) Fakat, daha sonra, bu muhalif çıkışlardan canı sıkılan Schlaug iki meslektaşı (Marie Foreard ve Ellen Winner) ile birlikte Harvard Üniversitesi’nde yaptıkları araştırmalarda, 6’dan 9 yaşa kadar olan çocuklara – tabi ki çocukların kendi istekleri doğrultusunda – üç yıl süresince ve haftada en az iki buçuk saat çeşitli çalgıları öğretmeye çalışmaları neticesinde, çocukların “corpus callosum”larında %25’e varan büyümeler tespit etmişlerdir. Bu tartışmalar bir yana, günlük hayatta daha çok sayısal olaylarla haşır-neşir olan insanların eksiklerini duygusal bir olayla tamamlama (compensation = telafi etme) gereksinimi de vardır. Yoksa, Albert Einstein’ın keman çalmasını yalnızca sıradan bir hobi olarak mı açıklayacağız? Kaldı ki, müzik duygulara (sesler, notalar, tınılar, vs) hitap ettiği kadar matematiksel de bir olaydır (ritm, zamanlar, vs). Peki ya aynı Einstein’ın gazetecilere dil çıkartmasına ne diyelim? O da bir “komedyenlik” değil midir, yani (güzel) “sanat”ın bir başka şekli? (Not: Matematik te bir sanattır tabi, yapan eğer onun sanatçısı ise! Hem de “güzel” bir sanattır, yaşamın bir başka açılımı olduğunu anladığımızda!) Brain And Cognition adlı bilimsel dergide yayınlanmış olan bir yazıda Vanderbilt Üniversitesi psikologlarının elde ettiği bulgulara göre, profesyonel müzik eğitimi almış olan kişilerin, almamış olanlara göre, daha "yaratıcı bir düşünme tekniği" geliştirdikleri ve beyinlerinin her iki lobunun ön kortekslerini "birlikte" ve daha "dengeli" kullandıkları belirtiliyor. Müzisyen, bir taraftan notaları ve ritmleri beyninde düşünürken bir taraftan da elleri (ve hatta ayakları) ile bu düşünceleri uygulamaya sokmakta ve "senkronize" tek bir müzik parçasına dönüştürmekte ve bunları yaparken de beyninin her iki yarım küresinde bir takım önemli faaliyetler olmaktadır. Beynin her iki lobunda aynı anda gerçekleşen bu faaliyetler neticesinde, iki lob arasındaki bağlantı, yani “corpus callosum”, zamanla genişler. Bu ise iki lob arasındaki ilişkinin rahatlaması ve "zenginleşmesi" demektir. İşte böyle kişiler “daha yaratıcı bir düşünme tekniği” geliştirebilirler. Müzik dinlemek iyidir, hoştur da, onu yapmak, yapmaya çalışmak daha da iyidir, daha da hoştur ve hatta gereklidir! Şu günümüz dünyasına, şu dünya yöneticilerinin dünyamıza yaptıklarına bakınca bunun eksikliği ayan-beyan ortada zaten! Bu yüzden, çocuklarımızı ve kendimizi bu işe – kıyısından, köşesinden bile olsa – biraz bulaştırsak ve bunu olabildiğince erken yapabilsek çok iyi olur diyorum. Bunu yaparken, şunu da düşünmeliyiz ama: Japonya’daki Suzuki okullarında küçük çocuklar önce okulun içinde serbestçe gezinmeye bırakılır bir süre. Bir taraftan da, hangi çocuğun hangi enstrümana ilgi duyduğu gözlemlenir ve ona göre bir eğitim başlatılır. Gerçi birçok konservatuarda öğrenciler kendi "vücut yapılarına" göre bir enstrümana yönlendirilir, ama "ilgi duymak" daha başka bir şeydir. Sağlık, müzik ile olduğunda daha sağlıklıdır!
Nezih Onur
(KRAMP rock grubu elemanı ve bas gitarist )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder